
İsa Mesih’in doğumu, yaşamı ve ölümü mucizevi ve eşsizdi. Nasıl mı?
Ne düşünüyorsunuz? – Bu dünyada başka herhangi bir insan İsa Mesih gibi eşsiz bir şekilde yaşadı mı? Cevap vermeden önce, bunu iyice düşünün:
Rab İsa az bilinen ücra bir köyde doğdu. Ve bu harap köy başka bir ülke tarafından kontrol ediliyordu.
O köylü bir kadının çocuğuydu.
Otuz yaşına kadar marangoz atölyesinde çalıştı. Zengin veya ünlü bir insan değildi.
Ondan sonra üç sene için gezgin bir vaiz olarak yaşadı. O’nun tek isteği Tanrı’yı yüceltmekti.
Başka kişiler O’nu tahtından indirmeye teşebbüs etmelerine rağmen Davut’tan gelen kanı ve Mesih'liği aracılığıyla O kraldı ama O hiçbir zaman bu hakkını almak için ısrar etmedi.
Aynı zamanda O hayatı boyunca başka insanlara yardım eden ve Tanrı’ya hizmet eden birisi oldu. Nasıl mı?
Hiçbir zaman bir eve sahip olmadı.
Hiçbir zaman kendi ailesi olmadı.
Doğduğu köyden dört yüz kilometre dışına çıkmadı.
Herhangi bir büyük bir şehri hiç görmedi.
Bir bankada hesabı ya da herhangi bir malı olmadı.
Hiç kredi kartı, sürücü belgisi veya pasaportu olmadı.
Tüm ihtiyaçları için yalnızca Tanrı’ya bağlı kaldı.
Hiç kitap yazmadı.
Hiçbir zaman ofisi olmadı.
Üniversiteye hiç gitmedi.
Binlerce takipçisi olduğu halde hiçbir zaman güç gösterisi yapmadı.
Bir insan olarak her zaman alçak gönüllüydü.
Zamanının popüler görüşleri O’na daima karşıydı, doğruları söylediği için hiçbir yerde istenmedi.
Dostları bile O’ndan kaçtılar.
En yakınındaki 12 öğrencisinden birisi O’nu inkar etti.
İçlerinden birisi O’na ihanet etti.
Düşmanlarının eline teslim edildi.
Mahkemeye giderken O’nunla alay edildi.
İki hırsızla beraber, adi bir suçlu gibi bir çarmıhın üzerine çivilendi.
Çarmıhının üzerinde ölürken O’nu cezalandıranlar O'nu aşağıladılar, tek eşyası olan elbisesi üzerinde kumar oynadılar.
Öldüğü zaman bir arkadaşı tarafından sağlanan bir mezara gömüldü.
Gelip giden yirmi yüzyıl boyunca bu dünyadaki her insan İsa Mesih’in ismine tanık olmuştur.
Günümüzde her din, biri ya da diğeri, O’nun öğretisiyle ve O’nun kim olduğuyla ilgili nerede duracaklarını seçmek zorundalar.
Şimdiye kadar dünya üzerinde hüküm sürmüş tüm kralları, tüm parlamentoları; kurulmuş olan tüm orduları ve deniz birliklerini bir araya koyarsak, hiçbirinin bu dünya üzerindeki insan yaşamını O’nun tek başına yaptığı kadar etkileyememiş olduklarını görürüz.
(Bu yazı Doktor James Allan Francis tarafından verilen bir vaazdan uyarlanmıştır.)
- İsa Mesih bakireden doğdu.
- İsa Mesih’in yaşamının eşsizliği yaptığı mucizelerle açıkça görüldü. Ayrıca İsa Mesih, yine yalnızca kendisine has bir şekilde, günahsız bir yaşam sürdü.
- İsa Mesih’in hayatı bu dünyada mucizevi bir şekilde sona erdi.
Ne düşünüyorsunuz? – Bu dünyada başka herhangi bir insan İsa Mesih gibi eşsiz bir şekilde yaşadı mı? Cevap vermeden önce, bunu iyice düşünün:
Rab İsa az bilinen ücra bir köyde doğdu. Ve bu harap köy başka bir ülke tarafından kontrol ediliyordu.
O köylü bir kadının çocuğuydu.
Otuz yaşına kadar marangoz atölyesinde çalıştı. Zengin veya ünlü bir insan değildi.
Ondan sonra üç sene için gezgin bir vaiz olarak yaşadı. O’nun tek isteği Tanrı’yı yüceltmekti.
Başka kişiler O’nu tahtından indirmeye teşebbüs etmelerine rağmen Davut’tan gelen kanı ve Mesih'liği aracılığıyla O kraldı ama O hiçbir zaman bu hakkını almak için ısrar etmedi.
Aynı zamanda O hayatı boyunca başka insanlara yardım eden ve Tanrı’ya hizmet eden birisi oldu. Nasıl mı?
- Yoksullara daima yardım etti verdi.
- Hastaları iyileştirdi.
- Dünyanın sevilmeyenlerini; yoksulları, hırsızları, fahişeleri ve vergi görevlilerini bile sevdi.
- Tanrı’yı daha çok bilmek isteyen kişilere Tanrı hakkında öğretti. O diğer insanların çıkarı yerine kendi çıkarını arayan din bilginlerine, asıl görevi Tanrı’ya hizmet etmek ve O’nun Yasası'nı öğretmek olan kişilere karşı kızgındı.
- O kendi haklarını savunamayacak kişilerin hakları için mücadele etti.
Hiçbir zaman bir eve sahip olmadı.
Hiçbir zaman kendi ailesi olmadı.
Doğduğu köyden dört yüz kilometre dışına çıkmadı.
Herhangi bir büyük bir şehri hiç görmedi.
Bir bankada hesabı ya da herhangi bir malı olmadı.
Hiç kredi kartı, sürücü belgisi veya pasaportu olmadı.
Tüm ihtiyaçları için yalnızca Tanrı’ya bağlı kaldı.
Hiç kitap yazmadı.
Hiçbir zaman ofisi olmadı.
Üniversiteye hiç gitmedi.
Binlerce takipçisi olduğu halde hiçbir zaman güç gösterisi yapmadı.
Bir insan olarak her zaman alçak gönüllüydü.
Zamanının popüler görüşleri O’na daima karşıydı, doğruları söylediği için hiçbir yerde istenmedi.
Dostları bile O’ndan kaçtılar.
En yakınındaki 12 öğrencisinden birisi O’nu inkar etti.
İçlerinden birisi O’na ihanet etti.
Düşmanlarının eline teslim edildi.
Mahkemeye giderken O’nunla alay edildi.
İki hırsızla beraber, adi bir suçlu gibi bir çarmıhın üzerine çivilendi.
Çarmıhının üzerinde ölürken O’nu cezalandıranlar O'nu aşağıladılar, tek eşyası olan elbisesi üzerinde kumar oynadılar.
Öldüğü zaman bir arkadaşı tarafından sağlanan bir mezara gömüldü.
Gelip giden yirmi yüzyıl boyunca bu dünyadaki her insan İsa Mesih’in ismine tanık olmuştur.
Günümüzde her din, biri ya da diğeri, O’nun öğretisiyle ve O’nun kim olduğuyla ilgili nerede duracaklarını seçmek zorundalar.
Şimdiye kadar dünya üzerinde hüküm sürmüş tüm kralları, tüm parlamentoları; kurulmuş olan tüm orduları ve deniz birliklerini bir araya koyarsak, hiçbirinin bu dünya üzerindeki insan yaşamını O’nun tek başına yaptığı kadar etkileyememiş olduklarını görürüz.
(Bu yazı Doktor James Allan Francis tarafından verilen bir vaazdan uyarlanmıştır.)