Sonsuz Yaşam
Müjde’nin Kısa Mesajı:
Tanrı her şeyi yarattıktan sonra onlara baktı ve her şeyin ‘çok iyi’ olduğunu söyledi (Yaratılış 1:31).
İlk günah dünyaya gelene kadar yaratılıştaki her şey mükemmel bir şekilde devam etti (Yaratılış 3:6). Bu günah Tanrı’ya ve buyruğuna karşı karşı kabul edilemez bir itaatsizlikti.
Bu günah Tanrı’nın mükemmel yaratılışının üzerinde ortaya çıktığı zaman her şey çöktü. O günden beri, tıpkı bir kanser hücresi gibi, zaman geçtikçe günah dünyamızı daha kötü bir şekilde değiştiriyor. Günahın doğası içinde bulunduğu dünyayı çökertmek, yıkmak, zarar vermek ve kötü yönde değiştirmektir.
Günah tüm hastalıkların, çürümenin ve ölümün nedenidir.
Tanrı günaha bir cevap olarak bize, Müjde’yi verdi. O’nun kutsallığını ve bizim günahkârlığımızı göstermek ve bu iki durumu ayırmamız için O’nun sözünü bize verdi – Müjde’de yazılan her şey bunun hakkındadır.
İtaatsizliğimiz ve günahımız yüzünden Tanrı’ya karşı sonucu ölüm olan büyük bir borcumuz var.
Tanrı’nın ne zaman isterse bu borcu almak için hakkı vardır.
Ancak O, bize O’nunla barışabileceğimizi ve O’nunla olabileceğimizi öğretiyor.
Bunun için tek yol, bize O’nun oğlu İsa Mesih’in tamamlanmış işi aracılığıyla sağlanmıştır. Rab İsa, dünyanın günahlarına karşılık, Tanrı için mükemmel bir kurban olmak için günahsız bir hayat yaşadı. Günahlarımız yüzünden olan borçlarımızı İsa Mesih yüklendi ve bizim yerimize ölerek bu borcu ödedi.
Çünkü O, günahsız ve mükemmel bir kurbandı. Ardından Tanrı, bizim günahlarımıza karşılık O’nun ölümünün yeterli olduğunu göstermek için O’nu ölümden diriltti.
Eğer O’nun armağanını kabul etmezsek, bu büyük lütuftan faydalanamayacağız ve O da bizi reddedecek.
Eğer O’nun armağanını kabul edersek, o zaman O bizi kabul edecek ve bizi günahlarımızdan arındıracak.
Tanrı her şeyi yarattıktan sonra onlara baktı ve her şeyin ‘çok iyi’ olduğunu söyledi (Yaratılış 1:31).
İlk günah dünyaya gelene kadar yaratılıştaki her şey mükemmel bir şekilde devam etti (Yaratılış 3:6). Bu günah Tanrı’ya ve buyruğuna karşı karşı kabul edilemez bir itaatsizlikti.
Bu günah Tanrı’nın mükemmel yaratılışının üzerinde ortaya çıktığı zaman her şey çöktü. O günden beri, tıpkı bir kanser hücresi gibi, zaman geçtikçe günah dünyamızı daha kötü bir şekilde değiştiriyor. Günahın doğası içinde bulunduğu dünyayı çökertmek, yıkmak, zarar vermek ve kötü yönde değiştirmektir.
Günah tüm hastalıkların, çürümenin ve ölümün nedenidir.
Tanrı günaha bir cevap olarak bize, Müjde’yi verdi. O’nun kutsallığını ve bizim günahkârlığımızı göstermek ve bu iki durumu ayırmamız için O’nun sözünü bize verdi – Müjde’de yazılan her şey bunun hakkındadır.
İtaatsizliğimiz ve günahımız yüzünden Tanrı’ya karşı sonucu ölüm olan büyük bir borcumuz var.
Tanrı’nın ne zaman isterse bu borcu almak için hakkı vardır.
Ancak O, bize O’nunla barışabileceğimizi ve O’nunla olabileceğimizi öğretiyor.
Bunun için tek yol, bize O’nun oğlu İsa Mesih’in tamamlanmış işi aracılığıyla sağlanmıştır. Rab İsa, dünyanın günahlarına karşılık, Tanrı için mükemmel bir kurban olmak için günahsız bir hayat yaşadı. Günahlarımız yüzünden olan borçlarımızı İsa Mesih yüklendi ve bizim yerimize ölerek bu borcu ödedi.
Çünkü O, günahsız ve mükemmel bir kurbandı. Ardından Tanrı, bizim günahlarımıza karşılık O’nun ölümünün yeterli olduğunu göstermek için O’nu ölümden diriltti.
Eğer O’nun armağanını kabul etmezsek, bu büyük lütuftan faydalanamayacağız ve O da bizi reddedecek.
Eğer O’nun armağanını kabul edersek, o zaman O bizi kabul edecek ve bizi günahlarımızdan arındıracak.

Armağanı Kabul Etme:
Eğer birisi önünüzde duruyorsa ve üstünde kurdela olan büyük bir kutu taşıyorsa ve bu armağanı size doğru uzatıyorsa ne düşünürdünüz?
Size bir armağan vermek istiyor, değil mi?
Böyle bir durumda 3 farklı şekilde karşılık verebilirsiniz:
1) Sunulan armağanı reddedilebilir ve bunu kabul etmek istemediğinizi söyleyebilirsiniz:
– "Bu armağanı geri al. Armağanını istemiyorum."
2) Bu armağanı kabul edebilir ve kendi ellerinize alıp bunu karşılıksız olarak kabul edebilirsiniz.
3) Ya da orada durup armağana bakabilirsiniz, yani ne kabul eder ne de reddedersiniz.
Aslına bakarsanız 3. şekilde davranmak da armağan reddetmek anlamına gelir, öyle değil mi?
Bu dünyada birçok insan Tanrı’nın armağanını bu üçüncü yoldaki gibi reddediyor.
Tanrı’nın armağanını istiyorlar, yani sonsuz yaşamı, ama Tanrı’nın yüceliğine ve yetkinliğine baş eğmek istemiyorlar (Yuhanna 3:19-21 ve Hezekiel 33:31-32). Ama Tanrı’nın armağanını kabul ettiğimiz zaman, biz İsa Mesih’i bizim Rabbimiz olarak kabul ederiz – O bizim yaşamlarımızın ve tüm yaratılışın Rabbidir.
Bu seçimi yapmak herkes için uğrunda mücadele edilmesi gereken bir şeydir.
İş karar verme noktasına gelince, bizler genellikle kendi hayatlarımızın rabbi olmak istiyoruz. En büyük sorun da işte budur! Tanrı’nın bizim üzerimizde bir otoritesinin olmasını istemiyoruz.
Fakat bizler hiçbir zaman Tanrı’yı kandıramayız. Eğer O’nun kendi elleriyle bize sunduğu armağan kabul edilmezse, o zaman Tanrı için yapacak başka bir şey kalmayacaktır. Ve günahlarımız bizimle kalmaya devam edecektir.
"Varlığım hakkı için diyor Egemen RAB, 'Ben kötü kişinin ölümünden sevinç duymam, ancak kötü kişinin kötü yollarından dönüp yaşamasından sevinç duyarım. Dönün!'"
Hezekiel 33:11
Eğer birisi önünüzde duruyorsa ve üstünde kurdela olan büyük bir kutu taşıyorsa ve bu armağanı size doğru uzatıyorsa ne düşünürdünüz?
Size bir armağan vermek istiyor, değil mi?
Böyle bir durumda 3 farklı şekilde karşılık verebilirsiniz:
1) Sunulan armağanı reddedilebilir ve bunu kabul etmek istemediğinizi söyleyebilirsiniz:
– "Bu armağanı geri al. Armağanını istemiyorum."
2) Bu armağanı kabul edebilir ve kendi ellerinize alıp bunu karşılıksız olarak kabul edebilirsiniz.
3) Ya da orada durup armağana bakabilirsiniz, yani ne kabul eder ne de reddedersiniz.
Aslına bakarsanız 3. şekilde davranmak da armağan reddetmek anlamına gelir, öyle değil mi?
Bu dünyada birçok insan Tanrı’nın armağanını bu üçüncü yoldaki gibi reddediyor.
Tanrı’nın armağanını istiyorlar, yani sonsuz yaşamı, ama Tanrı’nın yüceliğine ve yetkinliğine baş eğmek istemiyorlar (Yuhanna 3:19-21 ve Hezekiel 33:31-32). Ama Tanrı’nın armağanını kabul ettiğimiz zaman, biz İsa Mesih’i bizim Rabbimiz olarak kabul ederiz – O bizim yaşamlarımızın ve tüm yaratılışın Rabbidir.
Bu seçimi yapmak herkes için uğrunda mücadele edilmesi gereken bir şeydir.
İş karar verme noktasına gelince, bizler genellikle kendi hayatlarımızın rabbi olmak istiyoruz. En büyük sorun da işte budur! Tanrı’nın bizim üzerimizde bir otoritesinin olmasını istemiyoruz.
Fakat bizler hiçbir zaman Tanrı’yı kandıramayız. Eğer O’nun kendi elleriyle bize sunduğu armağan kabul edilmezse, o zaman Tanrı için yapacak başka bir şey kalmayacaktır. Ve günahlarımız bizimle kalmaya devam edecektir.
"Varlığım hakkı için diyor Egemen RAB, 'Ben kötü kişinin ölümünden sevinç duymam, ancak kötü kişinin kötü yollarından dönüp yaşamasından sevinç duyarım. Dönün!'"
Hezekiel 33:11

“Rab diyor ki,
Gelin, şimdi davamızı görelim. Günahlarınız sizi kana boyamış ble olsa Kar gibi ak pak olacaksınız. Elleriniz kırmız böceği gibi kızıl olsa da Yapağı gibi benbeyaz olacak” Yeşaya 1:18 |
"Ey bütün yorgunlar ve yükü ağır olanlar!
Bana gelin, ben size huzur veririm." Matta 11:28 |
"Rab'be yakaran herkes kurtulacaktır."
Romanlılar 10:13 |