Hezekiel Tanrı’nın bir peygamberiydi. Rab İsa’dan 600 yıl önce yaşadı. Onun aracılığıyla aktarılan Hezekiel kitabı 33:30 ayetinde şöyle yazılmıştır: “Sen, ey insanoğlu, halkın duvar diplerinde, evlerin kapıları önünde senin hakkında konuşuyor. Birbirlerine, 'Haydi, gidip RAB'den gelen sözün ne olduğunu duyalım' diyorlar.” Bu insanlar Hezekiel’in RAB’in bir peygamberi olduğunu kesinlikle biliyordu. – “’Haydi, gidip RAB’den gelen sözün ne olduğunu duyalım,’ diyorlardı.

Ve ayet 31-32’de şöyle der, “Halk her zamanki gibi sana geliyor. Benim halkım olarak önünde oturuyor, sözlerini dinliyor, ama dediklerini yapmıyorlar. Ağızlarıyla istekli olduklarını açıklıyorlar, ama yürekleri haksız kazanç peşinde. Sen onlar için güzel sesle sevgi ezgileri okuyan, iyi çalgı çalan biri gibisin. Sözlerini dinliyor, ama dediklerini yapmıyorlar.”
Tanrı Hezekiel’e ne dedi? “Sözlerini dinliyor, ama dediklerini yapmıyorlar. Ağızlarıyla istekli olduklarını açıklıyorlar, ama yürekleri haksız kazanç peşinde.”
Peygamber’in söyledikleri kesinlikle Tanrı’dandı ama insanlar buna itaat etmemeyi seçti!
Tanrı Hezekiel’e ne dedi? “Sözlerini dinliyor, ama dediklerini yapmıyorlar. Ağızlarıyla istekli olduklarını açıklıyorlar, ama yürekleri haksız kazanç peşinde.”
Peygamber’in söyledikleri kesinlikle Tanrı’dandı ama insanlar buna itaat etmemeyi seçti!

Yeremya da Tanrı’nın bir peygamberiydi. Hezekiel aynı zamanında yaşadı. Hezekiel Babil’de, Yeremya ise Kudüs’te yaşıyordu. Yeremya 7:21-27’de Tanrı Yeremya’la konuşuyordu:
“İsrail'in Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB diyor ki: 'Yakmalık sunularınızı öbür kurbanlarınıza ekleyin de et yiyin. Çünkü atalarınızı Mısır'dan çıkardığımda, yakmalık sunularla kurbanlar hakkında onlara seslenip buyruk vermedim. Onlara şunu buyurdum: Sözümü dinlerseniz, ben sizin Tanrınız, siz de benim halkım olursunuz. İyilik bulmanız için her konuda size buyurduğum yolda yürüyün. Ne var ki, dinlemediler, kulak asmadılar; kendi isteklerinin, kötü yüreklerinin inadı doğrultusunda yürüdüler. İleri değil, geri gittiler. Atalarınızın Mısır'dan çıktığı günden bu yana, size her gün defalarca peygamber kullarımı gönderdim. Ama beni dinlemediniz, kulak asmadınız. İnat ederek atalarınızdan daha çok kötülük yaptınız.' Onlara bütün bunları söyleyeceksin ama seni dinlemeyecekler. Onları çağıracaksın ama yanıt vermeyecekler.”
Yeniden, peygamber’in söyledikleri kesinlikle Tanrı’dandı ama insanlar yine itaat etmemeyi seçti!
İlginç olan şey ise – Yirmi üç yıl sonra, Yeremya 25:3’de, Yeremya aynı halklara şöyle dedi,
“Yirmi üç yıldır, Yahuda Kralı Amon oğlu Yoşiya'nın döneminin on üçüncü yılından bugüne dek, RAB bana sesleniyor. Ben de RAB'bin sözünü defalarca size aktardım, ama dinlemediniz.”

İsa Mesih de Yeşaya peygamber ile aynı şeyleri öğretti. Matta 15:1-9’da şöyle yazılmıştır:
“Bu halk dudaklarıyla beni sayar, ama yürekleri benden uzak.”
Hatırlıyor musunuz? Tanrı 600 yıl önce Hezekiel’e ne demişti?
“Ağızlarıyla istekli olduklarını açıklıyorlar, ama yürekleri haksız kazanç peşinde.” İkisi de aynı mesaj, değil mi?
İsa Mesih'in dönemindeki bazı insanlar, Ferisiler, Tanrı’nın Sözünü çok iyi biliyordu ve çok dindardılar ama Hezekiel pergamber zamanındaki insanlar gibi davrandılar. Yani onlar itaat etmemeyi seçti! Tanrı’nın yolunu istemediler ve kendi yollarından gittiler!
Dünyada Tanrı’nın isteğini bilen pek çok insan var, ama bunu yapmak istemiyorlar. Neden bu insanlar açıkça Tanrı’ya karşı geliyor? İsa Mesih, Yuhanna 3:16-21’de, bize bu konuyu öğretti;
“Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlunu verdi. Öyle ki, O'na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, ama hepsi sonsuz yaşama kavuşsun. Tanrı, Oğlunu dünyayı yargılamak için dünyaya göndermedi, dünya O'nun aracılığıyla kurtulsun diye gönderdi. O'na iman eden yargılanmaz, iman etmeyen ise zaten yargılanmıştır. Çünkü Tanrı'nın biricik Oğlunun adına iman etmemiştir. Yargı da şudur: dünyaya ışık geldi, ama insanlar ışığın yerine karanlığı sevdiler. Çünkü yaptıkları işler kötüydü. Kötülük yapan herkes ışıktan nefret eder ve işleri açığa çıkmasın diye ışığa gelmez. Ama gerçeği uygulayan kişi, yaptıklarını Tanrı'ya dayanarak yaptığı belli olsun diye ışığa gelir.”
İnsanlar ışığın yerine karanlığı sevdikleri için Tanrı'ya sırt dönüyor, hatta açıkça O'na karşı geliyor.
“Bu halk dudaklarıyla beni sayar, ama yürekleri benden uzak.”
Hatırlıyor musunuz? Tanrı 600 yıl önce Hezekiel’e ne demişti?
“Ağızlarıyla istekli olduklarını açıklıyorlar, ama yürekleri haksız kazanç peşinde.” İkisi de aynı mesaj, değil mi?
İsa Mesih'in dönemindeki bazı insanlar, Ferisiler, Tanrı’nın Sözünü çok iyi biliyordu ve çok dindardılar ama Hezekiel pergamber zamanındaki insanlar gibi davrandılar. Yani onlar itaat etmemeyi seçti! Tanrı’nın yolunu istemediler ve kendi yollarından gittiler!
Dünyada Tanrı’nın isteğini bilen pek çok insan var, ama bunu yapmak istemiyorlar. Neden bu insanlar açıkça Tanrı’ya karşı geliyor? İsa Mesih, Yuhanna 3:16-21’de, bize bu konuyu öğretti;
“Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlunu verdi. Öyle ki, O'na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, ama hepsi sonsuz yaşama kavuşsun. Tanrı, Oğlunu dünyayı yargılamak için dünyaya göndermedi, dünya O'nun aracılığıyla kurtulsun diye gönderdi. O'na iman eden yargılanmaz, iman etmeyen ise zaten yargılanmıştır. Çünkü Tanrı'nın biricik Oğlunun adına iman etmemiştir. Yargı da şudur: dünyaya ışık geldi, ama insanlar ışığın yerine karanlığı sevdiler. Çünkü yaptıkları işler kötüydü. Kötülük yapan herkes ışıktan nefret eder ve işleri açığa çıkmasın diye ışığa gelmez. Ama gerçeği uygulayan kişi, yaptıklarını Tanrı'ya dayanarak yaptığı belli olsun diye ışığa gelir.”
İnsanlar ışığın yerine karanlığı sevdikleri için Tanrı'ya sırt dönüyor, hatta açıkça O'na karşı geliyor.

Gerçekten Tanrı’yı seviyorsak, yapmamız gereken iki şey var: Hem O’nun sözünü dinlemek hem de O’na itaat etmek. En önemli nokta da budur: Sadece duymak yetmez. İtaat etmek gerekir. 1. Yuhanna 2:3-5’te şöyle yazılmıştır:
“O'nun buyruklarını yerine getirirsek, O'nu tanıdığımızdan emin olabiliriz.
O'nu tanıyorum” deyip de O'nun buyruklarını yerine getirmeyen yalancıdır ve kendisinde gerçek yoktur. Ama O'nun sözüne uyanın Tanrı'ya olan sevgisi gerçekten yetkinleşmiştir. Tanrı'da olduğumuzu bununla anlarız."
Ve Rab İsa, Matta 7:24-27’de, şöyle öğretti:
“İşte bu sözlerimi duyup uygulayan herkes, evini kaya üzerine kuran akıllı adama benzer. Yağmur yağar, seller basar, yeller eser, eve saldırır; ama ev yıkılmaz. Çünkü kaya üzerine kurulmuştur. Bu sözlerimi duyup da uygulamayan herkes, evini kum üzerine kuran budala adama benzer. Yağmur yağar, seller basar, yeller eser, evi sarsar. Ev yıkılır; yıkılışı da korkunç olur.”
Bu iki adam arasında sadece bir fark var, bu nedir?
İkisi de dinledi ama sadece birisi uyguladı!
Yine Matta 21:28-32’de İsa Mesih Ferisilere bir benzetme anlattı,
“Ama şuna ne dersiniz? Bir adamın iki oğlu varmış. Adam birincisine gidip, 'Oğlum, git bugün bağda çalış' demiş. O da, `Gitmem!' demiş. Ama sonra pişman olup gitmiş. Adam ikinci oğluna gidip aynı şeyi söylemiş. O da, `Giderim, efendim' demiş, ama gitmemiş. İkisinden hangisi babasının isteğini yerine getirmiş olur? 'Birincisi' diye karşılık verdiler. İsa da onlara, Size doğrusunu söyleyeyim, vergi görevlileriyle fahişeler, Tanrı'nın Egemenliğine sizden önce giriyorlar' dedi. Yahya size doğruluk yolunu göstermeye geldi, ona inanmadınız. Oysa vergi görevlileriyle fahişeler ona inandılar. Siz bunu gördükten sonra bile pişman olup ona inanmadınız.”
“O'nun buyruklarını yerine getirirsek, O'nu tanıdığımızdan emin olabiliriz.
O'nu tanıyorum” deyip de O'nun buyruklarını yerine getirmeyen yalancıdır ve kendisinde gerçek yoktur. Ama O'nun sözüne uyanın Tanrı'ya olan sevgisi gerçekten yetkinleşmiştir. Tanrı'da olduğumuzu bununla anlarız."
Ve Rab İsa, Matta 7:24-27’de, şöyle öğretti:
“İşte bu sözlerimi duyup uygulayan herkes, evini kaya üzerine kuran akıllı adama benzer. Yağmur yağar, seller basar, yeller eser, eve saldırır; ama ev yıkılmaz. Çünkü kaya üzerine kurulmuştur. Bu sözlerimi duyup da uygulamayan herkes, evini kum üzerine kuran budala adama benzer. Yağmur yağar, seller basar, yeller eser, evi sarsar. Ev yıkılır; yıkılışı da korkunç olur.”
Bu iki adam arasında sadece bir fark var, bu nedir?
İkisi de dinledi ama sadece birisi uyguladı!
Yine Matta 21:28-32’de İsa Mesih Ferisilere bir benzetme anlattı,
“Ama şuna ne dersiniz? Bir adamın iki oğlu varmış. Adam birincisine gidip, 'Oğlum, git bugün bağda çalış' demiş. O da, `Gitmem!' demiş. Ama sonra pişman olup gitmiş. Adam ikinci oğluna gidip aynı şeyi söylemiş. O da, `Giderim, efendim' demiş, ama gitmemiş. İkisinden hangisi babasının isteğini yerine getirmiş olur? 'Birincisi' diye karşılık verdiler. İsa da onlara, Size doğrusunu söyleyeyim, vergi görevlileriyle fahişeler, Tanrı'nın Egemenliğine sizden önce giriyorlar' dedi. Yahya size doğruluk yolunu göstermeye geldi, ona inanmadınız. Oysa vergi görevlileriyle fahişeler ona inandılar. Siz bunu gördükten sonra bile pişman olup ona inanmadınız.”
İnsanlar kendi yaşamlarında Tanrı’ya itaat etmemeyi seçerse, dünyasal yaşamlarında sadece boşluk olacak ve sonsuz yaşamlarında ise sadece yargı olacak.
Ama insanlar kendi yaşamlarında Tanrı’ya itaat etmeyi seçerse, büyük ödüller olacak.
Romalılar 2:5-11’de şöyle yazılmıştır,
Ama insanlar kendi yaşamlarında Tanrı’ya itaat etmeyi seçerse, büyük ödüller olacak.
Romalılar 2:5-11’de şöyle yazılmıştır,

İnatçılığından ve tövbesiz yüreğinden dolayı Tanrı'nın adil yargısının açıklanacağı gazap günü için kendine karşı gazap biriktiriyorsun. Tanrı, “herkese, yaptıklarının karşılığını verecektir.”
Durmadan iyilik ederek yücelik, saygınlık ve ölümsüzlüğü arayanlara sonsuz yaşamı verecek. Ama bencil olanların, gerçeğe uymayıp haksızlığın peşinden gidenlerin üzerine gazap ve öfke yağdıracak.
Başta Yahudi'ye, sonra Yahudi olmayana olmak üzere, kötülük yapan her insana sıkıntı ve elem verecek; yine başta Yahudi'ye, sonra Yahudi olmayana olmak üzere, iyilik yapan herkese yücelik, saygınlık ve esenlik verecektir. Çünkü Tanrı insanlar arasında ayrım yapmaz.
Burada iki grup var:
1) Tanrı’ya itaat etmeyen insanlar için ne olacak? Gazap, öfke, sıkıntı ve elem olacak.
2) Tanrı’ya itaat eden insanlar için ne olacak? Sonsuz yaşam, yücelik, saygınlık ve esenlik olacak
Durmadan iyilik ederek yücelik, saygınlık ve ölümsüzlüğü arayanlara sonsuz yaşamı verecek. Ama bencil olanların, gerçeğe uymayıp haksızlığın peşinden gidenlerin üzerine gazap ve öfke yağdıracak.
Başta Yahudi'ye, sonra Yahudi olmayana olmak üzere, kötülük yapan her insana sıkıntı ve elem verecek; yine başta Yahudi'ye, sonra Yahudi olmayana olmak üzere, iyilik yapan herkese yücelik, saygınlık ve esenlik verecektir. Çünkü Tanrı insanlar arasında ayrım yapmaz.
Burada iki grup var:
1) Tanrı’ya itaat etmeyen insanlar için ne olacak? Gazap, öfke, sıkıntı ve elem olacak.
2) Tanrı’ya itaat eden insanlar için ne olacak? Sonsuz yaşam, yücelik, saygınlık ve esenlik olacak